counter KİŞİ ŞUAN SİTEDE
   
  COĞRAFYA ve BİZ
  10.SINIF DERS NOTLARI
 

 

DÜNYAYI KAPLAYAN ÖRTÜ: BİTKİLER

Yeryüzünde Bitki Örtüsünün Dağılışını Etkileyen Faktörler Nelerdir?

İklimin Etkisi

a)Yağış Faktörü -Yağışlı bölgelerde gür bitki toplulukları görülürken kurak bölgelerde bitki örtüsü seyrekleşir,çöllerde kurakçıl ve seyrek bazı otlara ve çalılara rastlanır…

b)Sıcaklık faktörü -Sıcak orta kuşakta her tür bitki yetişme alanı bulabilirken soğuk kutup bölgelerinde ve yükseklerde bitkilere rastlanmaz…

Yer Şekillerinin Etkisi

Dağların uzanışı bitki örtüsünün yayılışını etkiler..

Yükseklere çıkıldıkça bitki örtüsü değişir..

Eğimli yamaçlarda gür bitki örtüsü görülür..

Bakı bitki örtüsünün yayılışında en önemli faktörlerden birisidir..

c)Toprak Faktörü

Toprağın yapısı – Toprağın yapısı, üzerinde yetişen bitki türünü belirleyebilir...

Toprağın dokusu – Toprağın sık yada gevşek oluşu bitki oluşumunu etkiler

d)Canlı Etkisi

İnsanlar, çeşitli açılardan bitki örtüsü üzerinde etkili olmuştur..

a.Olumsuz etkiler                

*Savaşlar,*Tarım alanı açma,            *Yakacak ihtiyacı,*Orman yangınları,*Hayvan otlatma, *Yol yapımı

*Orman alanlarını imara açma,*Sanayileşme

b)Olumlu Etkiler   *Bitki türlerinin yayılması,*Bitki türlerinin korunması,*Bitki türlerinin geliştirilmesi

Çeşitli hayvan türleri bitkilerin farklı yörelere taşınması sayesinde bitki yayılışına etkide bulunur.

Bitkilerin döllenmesinde katkıları vardır (Meyve bahçelerinde arı bulundurulması)

Yeryüzünde Oluşan Bitki Formasyonları

Ağaç Formasyonu – Yağış, sıcaklık ve toprak şartlarının elverişli, yetişme devresinin uzun olduğu her yerde ağaç yetişir…Yağış azlığı, şiddetli buharlaşma ağaç yetişmesine engel olur…Ormanların temel unsurudur…

Başlıca Orman Türleri

Ormanları hangi kriterlere göre sınıflandırabiliriz?

Yağış ihtiyaçlarına göre: Kuru ormanlar , Nemli ormanlar

Yaprak biçimine göre: yayvan yapraklı ormanlar, iğne yapraklı ormanlar

Ormancılık sistematiğine göre:Koru, Bozuk Koru, Baltalık, Bozuk baltalık

 

                  Muson Ormanları                                          Tayga Vejetasyonu                                        

Ekvatoral Yağmur Ormanları            

Çalı Formasyonu

Ormanların tahribi sonucunda oluşan kısa boylu ağaççıkların oluşturduğu topluluktur.

Maki

Karakteristik özellikleri, kışın yapraklarını dökmemeleri ve yaz kuraklığına dayanıklı olmak için yaprak, gövde ve kök sistemlerinin su kaybını önleyecek yapıda olmalarıdır. Genelde Akdeniz ikliminin hakim olduğu yerlerde ve orman tahribinin yoğun olduğu sahalarda ince gövdeli, sert, bazen kenarları dikensi, cilalı daimi yeşil yapraklı 2-3 m. boyları olan, çalı görünüşlü ya da ağaççık şeklindeki bitki toplulukları maki

formasyonu olarak adlandırılır.

Başlıca Maki Türleri


          yabani zeytin (deli, delice)

          funda

          mersin,

          sumak

          filarya,

          zakkum,

          laden,

          katırtırnağı

          ardıç

          harnup (keçi boynuzu),

          sandal,

          kocayemiş,

          pırnal meşesi,

          defne,

          menengiç

          sakız ağacı

          ılgın


 

Garig

Garig formasyonu, Akdeniz ikliminin hakim olduğu alanlarda ancak toprak şartlarının daha elverişsiz eğimlerin daha fazla ve yağışların daha az olduğu kesimlerde ayrıca makilerin tahrip olduğu sahalarda görülür.. Bunlar son derece kurakçıl bitki topluluklarıdır.

Başlıca türleri kermez meşesi, akçakesme, kekik, adaçayı,laden, katran ardıçı ve gevendir.

Psödomaki(Yalancı maki-yalancı çalı)

Ormanların tahrip edildiği yerlerde oluşan yalancı çalı  türleridir. Kışın yapraklarını dökerler.

 

 

Maki dağılışı

 

Kuzey Anadolu dağlarının kuzeye bakan yamaçlarında genel olarak 1000 m. yükseltilere kadar çıkarlar. defne, yabani fındık, kestane,ıhlamur kocayemiş, yabani çilek, ayı üzümü, sandal, menengiç, akçakesme karadeniz bölgesindeki başlıca psodömaki türleridir.

Ot Formasyonu

İklim,toprak ve yer şekilleri gibi şartların ağaç yetişmesine olanak vermediği yerlerde, belirli zamanlarda yağan yağışa veya tamamı toprağın derinliklerine sızmayan suya bağlı olarak yetişen ot cinsinden bitkilerin oluşturduğu topluluktur.

Savan

Savanlar uzun süre yeşil kalan , gür ve uzun boylu ot topluluklarıdır. Savan bitki örtüsü içinde yer altı sularının yüzeye çıktığı yerlerde ve akarsu boylarında ormanlar görülür. Kurak mevsimin uzun sürdüğü tropikal bölgelerde görülen, tek tük ağaçlar serpili büyük çayırlardan oluşan bitki topluluğu, Güney Afrika'da ve Doğu Afrika'da başlıca bitki topluluğu olan, boyları yer yer iki metreyi bulabilen köksaplı bitkilerden ve buğdaygillerden oluşur.

 

Savan yayılma alanları

Step(Bozkır)

İlkbahar yağışlarıyla yeşeren, yaz başlarında kuruyan küçük boylu ot topluluğudur.

Bozkır bitki örtüsü içinde geven , deve dikeni, gelincik, çoban yastığı gibi bitkiler yer almaktadır. Yağışların daha az mevsimler arasındaki sıcaklık farklarının daha fazla olduğu alanlar ot formasyonunun geliştiği sahalardır. Steplerin bir kısmı doğal olurken bir kısmı da ormanların insanlar tarafından tahribi sonucu ortaya çıkmıştır. (Bu şekilde oluşan bozkıra Antropojen Bozkır denir)İç Anadolunun orta bölümü (Konya ve Ereğli havzaları, Tuz gölü çevreleri) asıl step sahasıdır.

Step formasyonunun gelişme gösterdiği bu bölümde yağışlar 250 mm. altına düşer.

 Bu sahada görülen bitkiler kendilerini kurak şartlara son derece adapte etmişler ve keçe gibi tüylü dikenli, az yapraklıdırlar.

 

 

Step(Bozkır) dağılışı

 

       Çayır

Çayırlar genellikle düz ve taban suyu yüksek olan taban arazilerde teşekkül etmişlerdir. Toprak uzun süre nemli olduğundan bitki örtüleri sık ve yüksek boyludur.

Sık ve yüksek boylu olan bitki örtüleri sıkı bir çim kapağı meydana getirerek toprağı sıkıca tutar.

Aktif büyüme döneminde yapraklar tüm yüzeyi kapatır.

Biçilerek değerlendirilen bu alanlardan elde edilen ot kış aylarında hayvanlara verilir.

 

Alpin Çayırlar

Genellikle dağların yüksek kesimlerinde orman örtüsünün üst sınırından sonra ortaya çıkan ot örtüsüdür  olarak bilinir. Ülkemizde Alpin çayırlar dağların 2100 m. den sonraki kesimlerde görülmeye başlar.

İlkbahar ve yaz mevsimlerinde karların erimesi ile ortaya çıkan bu çayırlar rengarenk açan çiçekleri yanında yer yer de  1 m.'yi bulan uzun boyları ile dikkat çekerler.

 

Tundra

Yosun ,ot ve cılız çalılıklardan oluşan bitki örtüsüdür. Tundra, kutba en yakın bitki örtüsüdür.

Kuzey ülkelerinde rastlanan, yapısına likenlerin de katıldığı bodur ot toplulukları. Tundralar yılın dörtte üçünden uzun bir süre karlarla örtülü kalır. Bunun için kutup bölgesi dışında yetişen bazı ağaçlara burada ancak bodur çalılar halinde rastlanır. Kutup söğüdü ve bodur huş bunlara misal verilebilir.

Hakim bitki topluluklarını karayosunları ve likenler (Ren geyiği likenleri vs.) meydana getirir.

 

Tundra Yayılma Alanı

 

           

          Geniş yapraklı ormanlar

          İğne yapraklı ormanlar

          Savanlar

          Kaktüs

          Bozkır

          Maki

          Orman-çayır

          Tayga ormanları

          Tundra

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dünya üzerindeki iklim tiplerine bağlı olarak bitki örtüsü ekvatordan kutuplara doğru


  1. Geniş yapraklı ormanlar
  2. İğne yapraklı ormanlar
  3. Savanlar
  4. Kaktüs
  5. Bozkır
  6. Maki
  7. Orman-çayır
  8. Tayga ormanları
  9. Tundra


şeklinde sıralanır.

 

          Her bitkinin kendine has bir iklim özelliği vardır. Başka bir ifadeyle benzer iklim şartlarında benzer bitki türleri görülür.(kutup iklimi hariç)

          Farklı bölgedeki iklimin benzerliği tabii bitki örtüsünün benzerliğini kanıtlar.

          Yer şekillerinin kısa mesafeler dahilinde değişmesi bitki örtülerinin de kısa mesafeler dahilinde değişmesini sağlar.

          Bitki örtüleri yeryüzüne dağılışlarında aralıksız kuşaklar oluşturmazlar.

          Enlem farkı  arttıkça ve farklı enlemlerden oluştukça bitki örtüsüde çeşitlenir.

          Bitki örtüsü iklimin bir nedeni değil iklimin bir sonucudur.

BİTKİ TÜRLERİNİN DAĞILIŞINI BELİRLEYEN ETKENLER

IŞIK

ü       Bitkilerin fotosentez yapabilmeleri için ışığa güneş ışığına ihtiyacı vardır. Bu nedenle güneşlenme süresinin uzun olduğu alanlarda bitkilerin daha kısa sürede olgunlaşıp geliştiği görülür.

ü       Örneğin yaz aylarında aynı tür tarım ürünlerinin 50-60 enlemleri arasında ülkemizden daha kısa zamanda olgunlaştıkları görülür.

RÜZGAR

q      Rüzgarların bitkilerin fiziki özellikleri üzerinde önemli bir etkisi olduğu gözlenir. Bunun yanında bitki tohumlarının sürüklenerek farklı bölgelere taşınmasında ve bitkilere ait çiçek tozlarının birbiriyle birleşerek döllenmesinde de rüzgarlar önemli bir etkiye sahiptir.

SICAKLIK

Her bitki türünün ideal şartlarda gelişebileceği veya uyum sağlayabileceği bir sıcaklık ortamına ihtiyaç vardır bunun dışına çıkıldığında bitki türleri değişerek yerini diğer türlere bırakır  buna bitkilerin don olayına dayanıklı olup olmamaları da önemli etkidir.

v       Doğal bitki örtüsünün ekvator ile kutuplar arasında geniş ve iğne yapraklılar şeklinde kuşaklar oluşturmaları (enlemin sıcaklığa etkisi) ve bir dağ yamacı üzerinde aynı tür basamaklar oluşturmaları (yükseltinin sıcaklığa etkisi) örnektir.

v       Yine belli bir yükseltiden (bitki örtüsü üst sınırı) ve belli enlemlerde (enlem sınırı) sonra bütün bitkilerin ortadan kalkması da sıcaklığın bitki örtüsünün dağılışına etkisidir.

v       Bütün (yükselti) üst sınırlar sıcaklık, orman alt sınırları ise yağış tarafından belirlenir.

v       İç ve Doğu Anadolu bölgelerinde ormanların belli bir yükseltiden sonra başlaması yükseltiye bağlı olarak yağışın artmasından kaynaklanır.

v       Bitki türlerinin geniş yada iğne yapraklı (reçineli) olmaları sıcaklık şartlarına bağlıdır. Ayrıca geniş yapraklı bitkilerin suyun donduğu dönemlerde (fizyolojik kuraklık) ve yağışların azaldığı kurak dönemlerde yapraklarını dökmesi de yağış kadar sıcaklıkla da etkilidir.

v       Dağların güneşe bakan yamaçlarında bitkilerin olgunlaşma süreleri daha kısadır orman ve ağacın yetişme sınırıda yükseltidir.(bakı)

v       Yeryüzünde bol sıcaklık ve nem şartlarının görüldüğü ekvatoral bölgede en kısa sürede en gür bitkiler yetişmektedir

YAĞIŞ

Ø       Bitkilerin hayatlarını sürdürebilmeleri su ihtiyaçlarını karşılamalarıyla ilişkilidir.

Ø       Yağışın düzenli olduğu iklim kuşaklarında(ekvatoral, ılıman okyanus, Karadeniz iklimi) gür orman örtüsünün geliştiği gözlenir.

Ø       Yağışların belli mevsimlerde toplandığı yılın bazı mevsimlerindeki kuraklığın belirgin olduğu iklim kuşaklarında ise otsu bitkiler yada kurakçıl ağaçlar yaygınlaşır.

Ø       Yağışların tesadüfi olduğu veya yıllık yağış toplamının 250mm nin altında indiği alanlarda(çöllerde) yüzey ya tamamen çıplak yada kuraklığa aşırı derecede dayanıklı bitkiler kaktüs ve çalılıklarla kaplıdır.

Ø       Sıcaklığın bütün yıl 0 derecenin altında kaldığı ve bitkilerin topraktan su alma miktarının olmadığı yerlerde soğuk buz çölleri ise hiçbir bitki görülmez.

Ø       Kuraklığın belirgin olduğu yerlerde daha fazla su kazanmak ve terlemeyi azaltmak için şu özellikleri gelişmiştir.

*        Bitkilerin kök sistemleri gelişmiştir

*        Gövde bodur dallar kısadır

*        Yaprak yüzeyleri kadife gibi tüylerle kaplıdır

*        Yaprak zarları kalındır

*        Bitkinin gövde dal yada yaprakları dikenlidir.

Ø       Örneğin Akdeniz bölgesinde yetişen otsu bitkilerin bir çoğunun yüzeyi kadife gibi tüylerle kaplıdır. Bu durum bitkilerin bölge koşullarına uyma çabasının bir sonucudur.

Bitki Topluluklarının Coğrafi Dağılışı

Ekvatoral yağmur ormanları


          Amazon Havzası

          Senegal’den Gine körfezine kadar olan saha

          Kongo Havzası

          Güneydoğu Asya adaları


Muson Ormanları


          Güneydoğu ve Doğu Asya’da Hindistan, Japonya, Tayland, Vietnam,Endonezya, Doğu Çin,  Kore,

          Avustralya’nın kuzeybatısı,

          Filipinler,

          Güneydoğu Afrika


Orta Kuşağın Karışık Ormanları

          Batı Rüzgarları sebebiyle Ilıman Kuşak karalarının batısında görülür (Batı ve K.Batı Avrupa, Amerika’nın batısı).

          Yurdumuzda ise Karadeniz kıyılarında etkilidir

Tayga Ormanları

          Deniz etkisinden uzak kara içlerinde ve ılıman kuşak karalarının doğu kıyılarında (soğuk su akıntısından dolayı) görülür.

          Orta ve doğu Avrupa Asya’nın kuzeyi(Sibirya) Kanada ve ABD nin kuzeyinde görülür.

Maki


          Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler

    (Libya, Mısır ve Lübnan hariç. Buralarda görülmeme sebebi yer şekillerinin engebesiz olmasıdır.),

          Avustralya’nın güneybatısı,

          G. Afrika Cumhuriyetinde Kap bölgesi,

          Şili’nin orta kesimleri 

          Kuzey Amerika’da Kaliforniya çevresinde etkilidir.

          En geniş anlamıyla 30-40 derece enlemleri arasında kıtaların özellikle batı kıyıları


Savan


          Güney ve Orta Afrika, Sudan,

          Güney Amerika‘da Brezilya’da

          Venezüella, Kolombiya, Peru ve Bolivya’da etkilidir.

          Ekvatoral iklim ile çöl iklimi arasında

    (10-20° kuzey ve güney enlemleri arasında görülür)


Bozkır(Step)

          Sıcak ve ılıman kuşak kara içlerinde görülür.

          Yurdumuzda İç Anadolu Bölgesinde ve Ergene Bölümünde görülen karasal iklim buna örnektir.

Çayır

          Batı Rüzgarları sebebiyle Ilıman Kuşak karalarının batısında görülür (Batı ve K.Batı Avrupa, Amerika’nın batısı).

          Alpin çayırlar dağların yüksek kesimlerinde görülür

Tundra


          Sibirya, İskandinavya Yarımadasının kuzeyinde,

          Kanada’nın kuzeyinde,

          Grönland adasının kıyı kesimleri.

          Yaklaşık olarak 70-80 enlemleri çevresinde görülür.

          Güney yarımküredeki etki alanı KYK dekine oranla çok azdır bunun nedeni GYK de okyanusların geniş alan kaplamasıdır.


Çöl Bitkileri


          Kızılkum (Özbekistan),

          Karakum (Türkmenistan),

          Gobi (Moğolistan),

          Taklamakan (Çin) ,

          Arizona (A.B.D) çölleri,

          Kuzey Afrika

          Arap yarımadası

          Avustralya’nın iç kesimleri

NÜFUS VE NÜFUS COĞRAFYASI

Nüfus: Belli bir zamanda bir yöre, bölge, ülke veya dünyanın herhangi bir yerinde bulunan İnsan sayısıdır. Nüfus, ülkelerin kalkınmasında, tanıtılmasında doğal kaynakların işletilmesinde, üretim ve tüketim üzerinde son derece etkilidir.

NÜFUSUN ÖNEMİ

1. Nüfus üretimi arttırır. Genel olarak bir bölgede, gelişmişlik düzeyi aynı olan iki ülkeden nüfusu fazla olan, nüfusu az olana göre daha fazla üretim yapmaktadır. 2. Nüfus tüketimi arttırarak gelişmeyi sağlar. Ülkelerde nüfus artışı, yerleşme, ulaşım,
Sanayileşme, e itim, beslenme ve sağlık hizmetlerini doğrudan etkiler. Artan nüfusla birlikte şehirleşme gelişir.
3. Fazla nüfus artışı işsizliğe ve göçe neden olur. Nüfus artışı, ülkenin üretim kapasitesinin ve kalkınma hızının üzerinde seyrediyorsa, birçok sorunları beraberinde getirir.(Eğitim, beslenme, altyapı yetersizliği gibi)
4. Ülkelerin kalkınmasını eğitilmiş nüfus sağlar. Doğal ortamın zenginliklerinden ve kaynaklarından faydalanma ancak insan gücüyle olmaktadır.
5. Nüfusun dengeli olarak artması gerekmektedir. Aksi halde aşırı nüfus artışı gelişmeyi engeller. Bazen de nüfus azalması olur. Bu durumda da iş gücü azalır. Bu da gelişmeyi olumsuz etkiler.
NÜFUS COĞRAFYASI:

Coğrafya’nın nüfusla ilgilenen dalına nüfus coğrafyası denir. Nüfus Coğrafyası bir bölgede ki nüfusun dağılışını ele alarak, bu da ılı ta etkili olan iklim, su kaynakları, yeraltı zenginlikleri, yeryüzü şekilleri, toprak ve bitki örtüsünün etkilerini araştırır.

İnsansız coğrafya, coğrafyasız insan düşünülemez. Coğrafya, yeryüzü değiştiren, şekillendiren bir etken olarak nüfusu ele alır. Nüfusun dağılışlını etkileyen faktörleri inceler.

TÜRKİYE’NİN NÜFUSU

Türkiye’nin nüfusu 1997 yılına göre 62,8 milyon ile Dünya’da 15. sırada ve Avrupa’da Almanya’dan sonra 2. sırada bulunur. Ancak bu haliyle kalabalık olmayan ülkeler arasındadır.

TÜRKİYE’DE NÜFUS VE NÜFUS SAYIMLARI:

Nüfusla ilgili bilgiler nüfus sayımı sonuçlarından elde edilir. Bu sayımlarda ülkenin toplam nüfusu, yerleşim bilimlerinin nüfusu ile nüfusu yaş ve meslek grupları, evli veya bekâr olma durumu, eğitim seviyesi yabancı dili, aile nüfusu gibi bilgiler elde edilir.

Türkiye’de ilk resmi nüfus sayımı 1927 yılında yapılmıştır. İkincisi ise 1935 yılında Gerçekleştirilmiş ve bunda sonra 1990 yılına kadar her beşİ yılda bir düzenli olarak sayım yapılmıştır.1997 yılında ise zorunlu sayım yapılmıştır.

NÜFUS ARTIŞI VE SONUÇLARI:

Ülkemizde nüfus artış oranı 1950–1990 yılları arasında ortalama %20’nin üzerinde olmuştur. Nüfus artışı hızı ülkemizin her tarafında aynı oranda olmamı tır.1950’den sonra bağlayan iç göçler nedeniyle Marmara ve Ege bölgelerinde artış en fazla olmuştur.1997 nüfus sayımına göre binde 15,08artıİ oranının altında olan bölgeler iç ve Doğu Anadolu bölgeleridir.
SONUÇLARI:

1. Türkiye’de nüfus artışının yüksek seviyede seyretmesinin sebebi sağlık hizmetlerinin gelişmesi ve bebek ölümlerinin azalmasıdır.
2. Türkiye’nin nüfusu 1927–1997 arasında yaklaşık beş kata yakın artmıştır.
3. En düşük artış1940–1945 yılları arasındadır.(2. Dünya savaşı)
4. En yüksek artış1955–1960 yılları arasındadır.(Sağlık hizmetlerinin gelişmesi)
5. 1985’ten sonra artışında devamlı bir düşme başlamıştır.
BUNLARIN NEDENLERİ;
a) Do urganlık oranı, kentleşme ve sanayileşme süresine bağlı olarak düşmüştür.
b) iyi koşullarda yetişme ve kadının iş hayatına girmesi doğumu azaltır.
c) Aile planlaması çalışmaları.
d) 6.Türkiye’de nüfus artışı oranı, gelişmekte olan ülkelere göre fazla, Afrika ve orta do u ülkelerine göre azdır.

CUMHURİYETTEN ÖNCE:

a) Nüfusun büyük çoğunluğu kırsal alanlarda yaşıyordu.
b) Salgın hastalıklar ve Savaş nedeniyle genç azaldı, kadın nüfusu fazlaydı.
c) Nüfusun %90’a yakını tarımla uğraşmaktaydı.


DÜNYA NÜFUSUNUN ÖZELLİKLERİ:

1. Son yıllardaki artışın nedeni sanayi devrimi ile birlikte sanayileşmenin artması, tıp alanındaki gelişmeler, verimin artması, yeni tarım alanlarının açılması.
2. 1890 yılında 1 milyar dolayında, 1990’da ise 6 milyar olmuştur.
3. Dünyada nüfus artışı gelişmekte olan ülkelerde 82 milyon, gelişmiş ülkelerde 5 milyon olmak üzere 87 milyondur.
4. Dünyada ortalama kadın başına düşen çocuk sayısı 2,5’tur.

TÜRKİYE’DE NÜFUS ARTI ININ SONUÇLARI:
1. Türkiye’de şehirlerin nüfusları ve şehir sayılarında artış olmuştur.
2. şehirlerin kurulduğu alanlar genişlemiştir. Şehirlerde artan nüfusa bağlı olarak yerleşme alanları genişlemiştir.
3. Büyük şehirlere olan göç gecekondulaşmayı özendirmiştir.
4. Hızlı nüfus artışı, genç ve dinamik nüfusun artmasına neden olmuştur.
5. Hızlı nüfus artışı, eğitim, sağlık hizmetleri, konut yapımı ve iş bulma konusunda bazı sıkıntıları da beraberinde getirmiştir.
6. Büyük şehirlerimizde çevre sorunları artmakta ve belediye hizmetleri zorlaşmaktadır.

TÜRKİYE NÜFUSUNUN ÖZELLİKLERİ

Bir ülke nüfusunun cinsiyet, yaş, eğitim, ekonomik durumu gibi özellikleri nüfusun yapısını oluşturur.
a)Nüfusun yaş gruplarına ve cinsiyete göre da ılımı:

Bir toplum yaş itibariyle çalışan, çalışmayan ve çocuk nüfusundan oluşur. B.M. ölçülerine göre;

0–14 yaş grubu -%36,2
15–64 yaş grubu -%59,2
65 ve yukarısı -%4,1


Buna göre, Türkiye, Avrupa’da en genç nüfusa sahip bir ülkedir.
—Nüfusun yaş gruplarına göre da ılımı, bir ülkenin gelişmişlik düzeyi hakkında bilgi verir. Gelişmiş ülkelerde olgun nüfus %60, iken gelişmekte olan ülkelerde nüfusun ¼’ü çocuktur.
—Türkiye’nin 1950 ve 1990 yaş grupları piramidi birbirinden farklıdır.1950’de 0–4 yaş grubu,
1990’da azalmış, buna bağlı olarak kadın nüfusu artmıştır.


Yaş Bağımlılık Oranı:

Çalışan nüfusun batmakla yükümlü olduğu kişi sayısını ortaya koymaktadır.

Ülkemiz nüfusunun yaklaşık üçte ikilik bölümünün beslenme ve bakıma muhtaç, okul çağında ve çalışamayacak kadar yaşlı olduğu anlaşılır. Ülkemizde çalışan nüfusun batmakla yükümlü olduğu bireylerin fazla olmasının nedeni, hızlı nüfus artı ı ve genç nüfusun yeterli iş bulamamasıdır.1990 sayımına göre bu sayı674’tür.

Cinsiyet Durumu: Bir ülkedeki kadın ve erkek nüfusuna, nüfusun cinsiyet durumu denir. Bir ülke nüfusunda, erkek sayısına oranın fazlalığı veya azlığı, o ülkenin ekonomik ve sosyal özelliklerini, nüfus artışını belirtir. Savaş geçiren, göç veren ve hastalık geçiren ülkelerde kadın nüfusu fazladır. Ülkemizde 1927’den itibaren kadın nüfusu fazla iken, günümüzde erkek nüfus fazla olmuştur.

b)Aktif Nüfus: Çalışabilir nüfusa aktif nüfus denir. Aktif nüfusun bir işte çalışan kısmına çalışan nüfus denir. Gelişen ülkelerde çalışan nüfus oranı % 50’den fazladır. Ülkemizin nüfusunun % 68’ ini aktif nüfus oluşturur. Ancak 0–14 yaş grubundaki nüfus % 25 oluşundan çalışan nüfusumuz azdır.

c)Çalışan Nüfusun Ek. Faaliyetlerine Dağılımı: Ekonomik faaliyetler üç gruba ayrılır. Bunlar tarım sanayi hizmet sektörüdür. Az gelişmiş ülkelerde nüfusun % 90’ı tarımda, % 10’u endüstri ve hizmet sektöründe çalışırken, gelişmiş ülkelerde bunun tam tersidir. Ülkemizde 1927’de % 90’ı tarımda, % 10 hizmet ve sanayi sektöründe çalışmaktadır.1990 yılında ise tarım sektöründe % 50’lere düşmüştür. Geçen yıllar incelendi inde endüstriyel nüfus 3 kat, hizmetsel nüfus 2 kat, tarımsal nüfus 2 kat azalmıştır. Bu yüzden çok sayıda gizli işsiz bulunmaktadır.
d)Nüfusun Eğitim Durumu: Ülkelerdeki nüfusun ve okur-yazar oranının yüksek olması önemli değildir. Önemli olan, nüfusun eğitilmiş olmasıdır. Kişilerin ilkokuldan-üniversiteye kadar iyi bir örgün eğitimle eğitilmesi gerekir. Ülkemizde öğretim sistemi örgün ve yaygın olmak üzere iki ana bölümden oluşmaktadır.

1935’te okuma-yazma oranı %20’nin altında idi. Bu oran 1990’larda %80’e yaklaşmıştır. Bu oran erkeklerde %89, kadınlarda %72’dir.Ülkemizde uygulanan eğitim ve öğretim;

1. Okul öncesi eğitim
2. ilköğretim
3. Ortaöğretim
—Genel ortaöğretim
—Mesleki ve teknik ortaöğretim

4. Özel eğitim ve öğretim
5. Yüksek öğretim -%22
6. Yaygın öğretim – Pratik kız Sanat okulları, Endüstri sanat okulları, Halk eğitim,
Özel dershaneler gibi

e)Nüfusun Kırsal-Kentsel Durumu: Türkiye’de nüfus 10000’den az olan yerle melere kır nüfusu, fazla olan yerle melere de kent nüfusu denir.1927 yılındaki sayımda nüfusumuzun %75’i kırsal kesimde %25’i kentlerde yaşamaktadır. Daha sonra iç göçler gibi sebeplerle kent nüfusu artmıştır.1985 yılında ilk defa kent nüfusu geçmiştir.1997 sayımına göre ise %35,kent nüfusu %65’tır.Ülkemizde kentleşme oranı en fazla Marmara’da, en az Karadeniz’dedir. Kent nüfusunda meydana gelen değişmeler iki ayrı düzen halindedir.1923–1980 arası kır nüfusu fazla, kent nüfusu azdır.1980’den sonraki dönem kent nüfusu fazladır.

Göç Eden Nüfusun Özellikleri:

1. Genellikle genç nüfus göç etmektedir.
2. Yatırımların dengesiz dağılması
3. Göçle gelen nüfusun genellikle işçi olarak çalışırlar.
4. Doğurganlığın yüksek olduğu kırsal kesimden kentlere daha çok göç olur.
5. Göçler, tarım topraklarının az olduğu alanlarda, daha fazladır.

TÜRKİYE’DE NÜFUSUN COĞRAFİ DAĞILIŞI VE BU DAĞILIŞI ETKİLEYEN FAKTÖRLER:

Ülkemizde 1997 sayımına göre km²’ye düşen insan sayısı 81’dir.Bu durum bölgelere ve bölümlere göre dağılır. Nüfusun en yoğun olduğu yer Marmara’dır. Karadeniz’in kıyısı, Ege’deki ovalarda nüfus yo unlu u 100’ün üstündedir. Nüfus yoğunluğu ortalamanın altında olan bölgeler iç Anadolu ve Doğu Anadolu’da dağılışı;

1. iklime
2. Yüzey şekillerine
3. Sanayi, Ticaret ve Ulaşım
4. Toprak özelliklerine
5. Deniz ve karaların dağılışına
6. Yeraltı kaynakları
7. Turizm
8. Dini ve Tarihi etkenler

NÜFUS YOĞUNLUĞU
Nüfus Yoğunluğu; aritmetik, tarımsal ve fizyolojik nüfus olmak üzere üçe ayrılır.


1-ARİTMETİK NÜFUS YOĞUNLUĞU:
Bir ülkedeki ve bölgedeki nüfusun, o ülke veya bölgenin alanına bölünmesiyle elde edilen sayıdır. Km² ‘ye düşen insan sayısıdır. Türkiye’nin aritmetik yoğunluğu 81’dir.


Türkiye’de Nüfus Dağılışının Özellikleri:

a) Nüfusumuzun büyük bir bölümü, tarım yapılan kıyı bölgelerimizde ve G.D. Anadolu’da toplanmıştır.
b) Nüfus, tarımın ve sanayinin geliştiği yerlerde yoğun iken, yüksek ve engebeli alanlarda seyrektir.

c) Nüfusun yoğun olduğu yerler; İstanbul, İzmir, Ankara, G.Antep, Bursa, İzmit, Eskişehir gibi yerler.
Seyrek olduğu, Hakkâri yöresi, Yıldız Dağları Bölümü, Taşeli ve Teke yöreleri, Yukarı Kızılırmak bölümü.

d) Yükselti ile nüfus yoğunluğu arasında önemli bağlantı vardır.

2-TARIMSAL NÜFUS YOĞUNLUĞU:
Bir ülke veya herhangi bir alanda tarım ve hayvancılıkta uğraşan nüfusun tarım alanlarına bölünmesiyle elde edilir.

Tarımsal nüfus yoğunluğu en fazla olan bölgelerimiz Doğu Anadolu ve Karadeniz bölgesidir. En fazla yerler Urfa, Konya gibi yerlerdir.
3-FİZYOLOJİK NÜFUS YOĞUNLUĞU:
Toplam nüfusun, ekili-dikili alanlara bölünmesiyle ortaya çıkan yoğunluğa denir. Türkiye’de fizyolojik nüfus yoğunluğu 224’tür.Fizyolojik yoğunluk, tarım alanlarının ülke nüfusa yeterli olup olmadığını ortaya çıkarır. Ülkemizde fizyolojik nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu bölgemiz iç Anadolu’dur.

KIR VE KENT NÜFUSUNUN ÖZELLİKLERİ:

1. Büyük şehirlerimizde önemli ölçüde nüfus artı ı meydana gelmiştir.
2. Büyük kentlerimizin nüfusu hızlı artmaktadır.
3. Önemli ulaşım yolları üzerinde bulunan ve daha önce kasaba halindeki yerleşmeler, orta büyüklükte kent durumuna geçmiştir.(Tarsus, Gebze)
Ülkemizde kentleşme bölgeler ve bölümler arasında farklılıklar gösterir. En fazla Marmara, iç Anadolu, Ege ve Akdeniz izler.

Sonuçlar:

1. Kent nüfusu, 1927–1997 yılları arasında on kat artmıştır.
2. Türkiye 1980’li yıllardan sonra kentleşme süresine girmiştir.
3. Kentleşmenin artması, Türkiye’de sosyal ve ekonomik yönden önemli değişen yol açmıştır.
4. Kentleşmenin artması iç göçlerle oldu undan kır nüfusu azalmaktadır.

TÜRKİYE’DE NÜFUS HAREKETLERİ
Nüfus Artışı: Bir ülke veya bölgede nüfus artışına etki eden üç temel etken vardır. Bunlar; ölümler, doğumlar ve göçlerdir. Doğum ve ölümler, nüfusun doğal hareketliliğini ortaya koymaktadır. Eğer bir ülkede doğanlar, ölenlerden fazlaysa o ülkede nüfus artışı vardır.

Türkiye’de Nüfus Artışını Etkileyen Faktörler:

a) Doğurganlık ve ölüm oranları

b) Sağlık alanındaki ilerlemeler

c) Beslenme imkânlarının artması

d) Eğitim seviyesinin yükselmesi

e) Yaşam standartlarının yükselmesi

f) Nüfus planlaması

g) Savaşlar

GÖÇLER

İnsanların doğdukları yerden başka yerlere taşınmasına göç denir. Göçler iki gruba ayrılır. Ülke içinde meydana gelen göçlere iç göçler, bir ülkeden başka ülkelere olan göçlere dış göçler denir.

a)İÇ GÖÇLER: Bunlarda sürekli ve mevsimlik göçler diye iki gruba ayrılır.

1-Sürekli Göçler: Ülkemizin herhangi bir yöresinden ayrılan insanların, başka bir yöredeki şehir veya kasabaya yerleşmesidir.
İç Göçlerin Nedenleri:

. Hızlı nüfus artışı

. Tarım topraklarının miras yoluyla parçalanması

. Tarımda makineleşme

. Toprağın erozyonla verimsizleşmesi

.Eğitim, sağlık ve sosyal hizmetlerden daha fazla yararlanma

. Arazi kamulaştırma çabaları

. İş alanını büyütme

. Deprem, heyelan, sel gibi doğal afetler.
En Çok Göç Alan Yerler: Marmara, Ege, Akdeniz ve Güney Doğu Anadolu’dur. İller olarak ise; Antalya, Adıyaman, Urfa, Bursa, şırnak gibi
En Çok Göç Veren Yerler: Doğu Anadolu, Orta ve Doğu Karadeniz bölümleri ile iç Anadolu’nun doğu kesimleridir. İller olarak ise; Tunceli, Ardahan, Sinop, Kilis, Artvin, Bartın, Sivas gibi

2-Mevsimlik göçler

Mevsimlik göç iki şekilde olmaktadır. Bunlar işçi göçü ve yaylacılık etkinlikleridir.
İşçi göçü: Genelde mevsimlik olarak arım alanlarında çalışmak üzere Çukurova Ege gibi merkezlere çalışmaya giderler.
Yayla göçü: Yayla göçleri genelde çeşitli amaçlar için yapılır. Akdeniz’de serinlemek için yaylalara gidilirken, iç Anadolu D. Anadolu ve Karadeniz’de hayvancılık ve tarım için yaylara gidilir.

İÇ GÖÇÜN SONUÇLARI

1. Ülke nüfusunun dengesiz dağılması.
2. Yatırımların dengesiz dağılması.
3. Dengesiz kentleşme sonucu, sanayi tesislerinin kent içinde kalması, alt yapı hizmetlerinde yetersizlik görülmesi.
4. kentlerde işsizliğin artması ve aşırı nüfus artışının meydana gelmesi.
5. Erkek ve kadın nüfusunda dengenin bozulması.

İç göçü önlemek için; Kırsal kesimde sulu tarımın ve modern hayvancılığın gelişmesi, ayrıca kırsal kesimde eğitimin gelişmesi, sağlık ve küçük sanayi kollarının geliştirilmesi gerekir.

b)Dış GÖÇLER: Bir ülkeden başka bir ülkelere değişik sebeplerden dolayı yapılan göçlere dış göçler denir. Dışgöçler;

1. Uluslar arası anlaşmalarla sağlana nüfus değişimi
2. işçi göçü
3. Zorla yaptırılan göçler
4. Mülteci göçü ( sığınmalar )
Not: Türkiye’den başka ülkelere göçü genelde işçi göçü oluşturur. Bu göçler özellikle 1965 --1975 yılları arasında Almanya’ya olmuştur. Dış göçlerin en olumsuz yanı Beyin Göçü’dür.

Az Gelişmemiş Ülkelerle – Gelişmiş Ülkelerin Nüfus Özelliklerinin Karşılaştırılması
Az Gelişmiş Ülkeler:

• Doğum oranı ve nüfus artış hızı yüksektir.
• Nüfus grafiği geniş tabanlı bir üçgene benzer.
• Genç nüfus oranı fazla yaşlı nüfus oranı azdır.
• Çalı an nüfusun yaş ortalaması düşük, bağımlılık oranı fazladır.
• Tarımda çalışan nüfus fazla, sanayi azdır.
• Nüfusun çoğu kırsal kesimde yaşar.

Gelişmiş Ülkeler:

• Doğum oranı ve nüfus artışı düşüktür.
• Genç nüfus az yaşlı ve orta nüfus fazladır.
• Nüfus grafiği tabanı dar ortası şişik üçgene benzer.
• Çalı an nüfusun yaş ortalaması yüksek ve bağımlılık azdır.
• Hizmet ve sanayi tarım nüfusundan fazladır.
• Nüfusun çoğu kentlerde yaşamaktadır.
• Ortalama yaşam süresi fazladır

 

 
  toplam 62527 ziyaretçi (94980 klik) kişi burdaydı!
 
 
Giriş sayfası yap